Ana içeriğe atla

Kayıtlar

KÜRESEL EKONOMİDE BEKLENEN RESESYON RİSKİ

Pandemi ile birlikte maliye politikaları hız kazanmış ve buna mukabil para politikası faizde sıfıra yakın bir seviyeye getirilerek bilançolar (Özellikle ABD) haddinden fazla büyümüştür. Bununla birlikte tedarik zinciri sorunları ve enflasyonist baskılar meydana gelmiştir. Daha sonraki dönemde Rusya'nın Ukrayna işgali şüphesiz beraberinde enerji krizini getirmiştir. Özellikle Avrupa ülkeleri yaşanacak enerji sorununu öngörmüş ve büyüme hedeflerini aşağı yönde revize etmişlerdir. Hatta bazı ülkeler %5 büyüme rakamını %1 olarak güncellediler.      Diğer yandan Fed yetkilileri 75 baz puan artırıma giderek 28 yılın en yüksek faiz artışını uyguladılar. Sonrasında Fed'in %2'lik enflasyon hedefine ulaşmasının birkaç yıl süreceği beklenir hale geldi. Ayrıca Fed'in belirsizlik dönemlerinde çevik olması gerektiği vurgulanarak enflasyonun gevşediğine yönelik inandırıcı kanıtlar/yeterli veriler görüldüğünde faizlerin yukarı yönlü hareketi durabilecektir. Fed'in faiz adımları s
En son yayınlar

YENİ NEO-KLASİK SENTEZ YAKLAŞIMI GENELİNDE MERKEZ BANKALARININ TEMEL AMAÇLARI VE POLİTİKA UYGULAMALARI

Modern piyasa ekonomilerinde iktisat politikaları fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme ve istihdam arasında uyumlu bir şekilde sağlanmasına yönelik olarak uygulanır. Bunu yaparken de fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme açısından konjonktürün hangi aşamasında bulunduğu ve en uygun politikaların kısa ve uzun dönem etkileri açısından bilinmesi gerektiğidir. Tam da bu aşamada kısa vadede fiyat ve üretim dinamikleri bütün diğer değişkenler veri kabul edilerek politika uygulamalarından etkilenmektedir. Dolayısıyla fiyat ve üretim istikrarını sağlayan optimal politika fiyat istikrarını hedef enflasyon oranı etrafında, üretim istikrarını ise potansiyel üretim düzeyi etrafında istikrarlı kılmaktır. Belirli müdahale araçları ile bu hedef ve amaçları gerçekleştirmek için merkez bankalarının etkinliği artmıştır. Bu kapsamda merkez bankalarının temel görev ve sorumlulukları arasında fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme, finansal istikrar, döviz kuru istikrarı, banknot basma ve ihraç imti

ALTIN FİYATLARININ YÜKSELİŞİNDEKİ TEMEL ARGÜMANLAR

    Altın fiyatları, korona virüs salgını nedeniyle  güvenli liman olarak görülmüş olup yoğun talep üzerine yükselip, çeyrek dönemi de kazançla geçmeye yönelmektedir. Yatırımcılar, piyasalardaki hızlı düşüş ve endişelerin artması nedeniyle altın destekli Borsa fonlarına (ETF) rağbet oluşturdu. Bununla birlikte altın üst üste 6.çeyreği de kazançla geçmeye yönelerek 2011'den bu yana en uzun çeyrek dönem yükseliş serisini gerçekleştirdi. Bu yükselişteki en önemli etkenlerden biri de  FED'in virüs salgını nedeniyle ekonomiye destek olması amacıyla parasal genişlemeye giderek küresel teşvik tedbirlerini uygulamasdır.       BNP paribas  SA ekonomisti Harry Tchilinguirian ve makro miktarsal ve strateji müdürü Micheal Snayd hazırkladıkları raporda altın için talebin, dünya genelindeki birçok ülkenin hükümetleri ve Merkez Bankalarının uyguladığı tedbirlerin ardından ekonomide istikrar oluşması ya da oluşacağı beklentisinin olması durumunda iyileşme başlayıncaya kadar güçlü kalacağını

COVİD 19 KRİZİ ENDİŞESİNİN ÖNEMİ: İKTİSAT TEORİSİ GENELİNDE KÜRESEL EKONOMİYE ETKİLERİ

    Corona virüs salgınından sonra Branko Milanoviç doğal ekonomiye dönüş tehlikesinden; Nourel Roubini, salgının etkisinin 1929 krizinden daha fazla olabileceği endişesinden söz ediyor. Nitekim ABD üretimi 1/3 oranında düşmüş olup işsizlik %25 seviyesine çıkmış durumda. Bu açıdan bakıldığında iktisat teorisi açısından birkaç madde de sıralanması gereken hususların varlığı söz konusudur.    1. İktisat teorisi genellikle parasal-finansal konjonktür dalgaları ve talep kaynaklı şoklar üzerine odaklıdır. İktisadi doktrinlerin geneli bunu böyle kabul eder.      2. Bu tür krizlerde zaman zaman "siyah kuğu" dan söz edilse de gerçekte "beyaz kuğu" krizleridir. Burada siyah kuğu tabiri, finans ve ekonomi dünyasını derinden etkileme potansiyeline sahip, öngörülmesi güç olan olaylara vurgu yapmak için kullanılır. Beyaz kuğu teorisine ise, finansal krizden bu yana en büyük zorluğu ortaya çıkarabilecek global ekonomiyi çevreleyen sadece "beyaz kuğulardan" biri

Ekonomiye Dair Meselenin ASLI

      SANAYİDE AR-GE PROBLEMİ      19. yy’ın ilk yarısında gelişmiş olan ülkeler İngiltere, Fransa, Hollanda ve Belçika olarak sıralanırken, aynı yüzyılın ikinci yarısında ABD, Japonya, Almanya ve Rusya gelişmiş ülkeler arasında yerini almıştır. Bu ülkelerin arasına 20.yy’ın ikinci yarısında İsveç, İtalya ve Kanada da katılmıştır. Gelişmiş ülkelerin ekonomik gelişimleri incelendiğinde sanayi faaliyetlerine tahsis edilen kaynak miktarıyla ekonomik büyüme arasında yakın bir ilişkinin kurulduğu görülmektedir. Çok yoksul ülkeler de sanayi faaliyetlerine rastlanmazken orta ve yüksek gelirli ülkelerde kaynakların %20-40 kadarlık kısmı sanayi faaliyetlerine ayrılmıştır.        Gelişmiş ülkelerde tarımda kullanılan kaynaklar sanayiye kaydırıldıkça bu ülkelerin ekonomik büyümelerinin de o denli hızlı arttığı dikkat çekmektedir. Yani GSYİH içinde sanayinin payı ne kadar hızlı artıyorsa GSYİH’ nin büyümesi de o kadar hızlı artmaktadır. iktisadi büyüme teorisyenleri için sanayileşmek bir ül
Küresel Ekonominin Yeni Anormali Küresel kriz öncesi dönemde uygulanan iktisat politikaları sonucu hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülke ekonomilerinde düşük enflasyona karşılık yüksek büyüme oranları sağlanabilinmiştir. Fakat 2008 krizinin ardından ise gelişmiş ülkelerde deflasyon, (uzun süreli bir durgunluğun) gelişmekte olan ülkelerde ise büyüme oranlarında düşüşün yanında yüksek enflasyon oranları kendini göstermiştir. Zira krizlerin artık geniş çevrelerce uzun süreli durgunluk şeklinde ortaya çıkacağı söylenegeliyor.      Aslında Allianz’ın ekonomi baş danışmanı El-Arian 2010 yılında küresel ekonominin içine girdiği duruma ilişkin değerlendirmede bulunarak yeni bir söylemde bulunmuştu. Şöyle ki küresel ekonominin düşük faiz, düşük büyüme ve düşük istihdam koşullarını yeni normal kavramı ile değerlendirmişti. ABD merkez Bankası Fed’in uyguladığı düşük faiz politikasına dair artırımın ne zaman ve hangi sıklıkla olacağı ve küresel ekonomiye dair etkileri özellikle gelişmekte
Enflasyon Nasıl Tek Haneye İner? nflasyon, Latince bir kelime olup şişkinlik ya da genişleme anlamına gelmektedir. Enflasyon, fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artıştır. Tabii olarak fiyatların sürekli yükselmesi sonucu tüketicilerin alım gücü de azalacaktır. “Diğer yandan enflasyonun kaynağı nedir?” diye sorulduğunda iktisat literatürü talep ve maliyet enflasyonunu cevap olarak göstermiştir. Talep enflasyonu, cari fiyatlar genel düzeyinde üretilen mal ve hizmetlerin toplamının toplam talebi karşılayamaması durumunda, fiyatların yükselmesidir. Maliyet enflasyonu ise enflasyonun arz yönünden kaynaklanan türüdür. Bir ekonomide, üretim faktörleri piyasasında rekabetin bozulması sonucu girdi fiyatlarının yükselmesinin, maliyetlerin artması sonucunda toplam arzın azalmasının neden olduğu enflasyon türüdür. Makro ekonomik açıdan enflasyona ilişkin birkaç değerlendirmede bulunacak olursak, enflasyon oranı 2017 yılında %11,92 oranında gerçekleşmiştir. TL’nin döviz kuru karşısında